1 Ağustos 2012 Çarşamba

Coca Cola Kanserojen Mi

Bugün Dipnot.tv sitesindeki bir habere göre Coca Cola yüksek kanser riski taşıyor

Coca Cola'nın içinde bulunan boya maddesi tartışılmaya devam ediyor. Kimilerinin susuzluğunu gidermek için bir türlü vazgeçemediği, 120 yıldan beri üretilen Amerikan içeceği Coca Cola'da yeni bir zararlı madde daha bulunduğu öne sürüldü. Alman gazetesi Frankfurter Rundschau'da yer alan habere göre, aslında diğer yiyeceklerin üretiminde kullanıldığında herhangi bir zararı bulunmayan ve şeker karamelinden elde edilen boyada oluşan bu madde, litrede 4 mikro gramdan fazlasında kansere yol açıyor.

Normal olarak şekerin ısıtılmasıyla elde edilen ve E150a olarak etiketlenen şeker karamelindeki boyanın daha koyu renkli ve daha uzun süre dayanıklı olması için Cola kimyacıları yeni bir metod kullanıyorlar. Bu metodla şekerin ısıtılması sırasında içine sülfirik asit ve amonyak ya da sülfirik asidin tuzu ilave ediliyor. Böyle üretilen karamel E150d olarak adlandırılıyor.

Amerikan Kamu Koruma Bilim Merkezi CSPI Genel Müdürü Michael Jacobson, Kaliforniya sağlık kontrolcülerinin daha titiz olduklarını, bu yüzden 1 litre içecekteki 4MEI miktarının en fazla 12 mikrogram olmasına izin verdiklerini söyledi. Bir kişinin günlük alacağı 4MEI dozajının 29 mikrograma kadar çıkabilmesi nedeniyle Coca Cola, içecek üretimindeki oranı da azalttı. Böylece etiket üzerinde uyarı mecburiyeti kalktı. Ancak Kaliforniya'da satılan colaların renkleri diğer yerlerdekinden çok daha açık görünüyor.

Şimdi de tıbbi gerçeklere bakalım:

4MEI maddesinin direk insanlar üzerinde kanserojen etki yapıp yapmadığına dair hiçbir araştırma yok, fareler üzerindeki etkisinin araştırıldığı 2 araştırma var, mesela 2007de yapılan araştırmada farelere 4, 80 ve 170mg/farenin kg ağırlığı oranlarında 4MEI maddesi veriliyor, halbuki o madde 1litre kolada ortalama 360μg olarak var.

1 µg (microgram) = 0,000001 g (gram)

Yani 1lt kolada 0,000360gr 4MEI var.

Avrupa Gıda Sağlığı Kurumu’na (EFSA) göre 1 insanın güvenli olarak tüketebileceği günlük karamel renklendirici (E150a, E150d) kişinin kg ağırlığı başına 300 mg, yani 60kg biri için bu oran 60*300mg.

EFSA’nın aynı araştırmasında güvenli 4MEI sınırı olarak 250mg/kg oranı veriliyor.

Ayrıca farelerde yapılan araştırmalarda erkek fareler üzerinde hiç bir etki tespit edilemiyor.

Sonuç olarak erkekler istediği kadar kola içebilir, kadınlarsa günlük 1000lt nin üzerine çıkmamaya özen göstermeli (sadece karamel renklendirici açısından).

Kaynaklar:

4MEI maddesinin fareler üzerindeki etkisinin araştırıldığı 2 rapor var

2007: PubMed

2011: PubMed

18 Ekim 2011 Salı

Saglam Kafa Saglam Vucutta Bulunur

Beynimizin zihinsel aktivite ve bilgi kadar fiziksel besine de ihtiyacı var. Beyin hücrelerinin kullandığı tek besin kaynağı ise glikoz. Glikoz, beyin hücreleri tarafından depolanamıyor ve düzenli kan akışı yoluyla sağlanıyor.

Bunları da sağlıklı bir beslenme ve düzenli spor yaparak sağlayabiliyoruz. Yaşlılıkta beyin fonksiyonlarının bozulması da işte tam bu nedenle; beyne yeteri kadar yakıt sağlayamamaktan kaynaklanıyor.

Düzenli spor hem kalbin daha etkin olarak kan pompalamasını hem de kanın oksijen taşıma kapasitesi arttırıyor.

Enerjimizin yaklaşık yüzde yirmisi beyin tarafından harcanıyor ve bu yüzden yoğun zihinsel aktivite sonucunda ağır işte çalışmış kadar yoruluyoruz. Araştırmalara göre kahvaltı yapan insanların sabah çalışmalarında hatırlama güçleri kayda değer ölçüde artıyor.

Fareler üzerinde yapılan son araştırmalara göre egzersiz yapmanın bir başka yararı da yeni beyin hücresi oluşumunu arttırmanın yanında var olan hücrelerdeki mitokondri (hücrelerde enerji üreten birim) yapımını hızlandırması (NY Times)

diğer kaynaklar:

http://www.fi.edu/learn/brain/carbs.html

6 Temmuz 2010 Salı

Taklit Gunes Gozluklerinin Zararlari

Yaz aylarında taklit güneş gözlüklerinin zararlı olduğu sıkça duyarız. Peki bu gözlükler gerçekten zararlı mıdır?

RealAge
Atmosfer, zararlı ışınların büyük bir kısmını filtre etmesine rağmen, güneş ışığında göze zarar verecek derecede UV (mor ötesi) ve IR (kızıl ötesi) ışınları vardır. Ozon tabakasının incelmesiyle, insan cildine ve gözüne zararlı ışınlar dünyaya daha fazla miktarda ulaşmakta ve bunun sonucunda cilt ve göz sağlığımız bundan daha fazla etkilenmektedir.
Yani yaz aylarında güneşten gelen zararlı ışınlarda bir artma meydana geliyor ve bu ışınların vücüdumuzda zararlı etkileri oluyor.
Özellikle yaz aylarında güneş gözlüğü takmadan güneşe çıkılmamalı ve çocuklara daha fazla özen gösterilmelidir. Bu zararlı ışınlardan gözlerimizi korumak, ideal bir güneş gözlüğü ile mümkün olacaktır. İdeal bir güneş gözlüğü camı, UV ve IR ışınlarını etkili oranlarda emerek, bunların göze zarar vermesini engeller. Özellikle açık renkli gözler, allerjik konjonktivit, kuru göz, retinitis pigmentoza, albinizm gibi göz hastalıkları olanlar güneş ışınlarından daha fazla etkilenmektedirler.
İdeal (markalı) güneş gözlükleri bu zararlı ışınları filtreliyor.
Buraya kadar herşey tamam; zararlı ışınlar, koruyucu gözlük. Peki göze zarar veren ne? Işınlar mı gözlüğün kendisi mi? Mesela zararlı diye taklit gözlük almazsak bizim için daha mı faydalı oluyor?
Yanıtlar tabii ki çok basit; taklit gözlğklerin göze bir bir zararı yok, ancak faydası da yok (stil ve kısmı filtreleme haricinde).
Eğer birkaç yüz lirayı markalı gözlüğe harcamam diyorsanız, bence gönül rahatlığı ile taklit alabilirsiniz.
Not: marka hakları, taklit ürün kullanımı ayrı bir konu.

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Teknoloji vs Saglik

Her gün gazete ve televizyonlarda teknolojinin ne kadar sağlığa zararlı olduğu anlatılıyor. Doğada kendiliğinden (insan müdahalesine uğramadan) olan herşey iyi, insanların el attığı herşey de kötü olarak gösterilmeye çalışılıyor. İnsanların müdahale edemeyeceği kadar karmaşık sistemlerdeki görünür aksilikler bile insan hatasına mal ediliyor.
“Nerde o eski bayramlar”
Bu düşünce yapısı günümüzde yeni çıkan bir olgu değil aslında, tarih öncesinden beri insanlar eski güzel günleri yad etmeye bayılıyor. Buna en iyi örneklerinden biri de Atlantis hikayesi.
Hayatımıza giren en son popüler teknolojik olay 3G. Kendinden önceki radyo, televizyon ve bir önceki mobil iletişim sistemi 2G gibi elektromanyetik data aktarımları yoluyla çalışan 3G teknolojisi, beklenildiği gibi ölüm saçan insanlık düşmanı bir icat olarak ilan edildi. Bir asırlık radyo, yarım asırlık televizyon ve 10-15 yıldır hayatımızda olan cep telefonlarının yapılan yüzlerce araştırmaya rağmen halen elle tutulur bir kanser nedeni oluşturduğu ortaya konulamamışken teknoloji düşmanları tüm nefretleriyle 3G ye saldırmaya başladı.
Acaba bu kişiler 100 yıl önce yaşasalardı; küresel ısınmanın olmadığı, genetiği değiştirilmiş gıdaların üretilemediği, ne radyo ne televizyon ne de cep telefonlarının olduğu bir dünyada; bırakın 80-90 yaşına kadar yaşamayı, 60ı geçmeyi ümit edebilecekler miydi?

7 Ağustos 2009 Cuma

Organik Kazik

Teknoloji sağlığımızla oynuyor iddialarından en çok ucuz tarım ürünleri nasibini alıyor.
Ancak yapılan araştırmalar bu iddiaları doğrulamaktan uzak.
Organik gıdaların, sıradan gıdalara  göre sağlık üzerinde hiç bir artısı yok.
Bunu diyen İngiliz Hükümeti'nin isteği üzerine araştırma yapan American Journal of Clinical Nutrition. Bu sonuca 162 bilimsel makaleyi inceleyerek ulaşmışlar.

Tabi bütün bunlara rağmen hala iki üç kat fazla para verip organikte ısrar etmek istiyorsanız, o sizin bileceğiniz iş. Yeterki fakirleri ucuz gıdadan mahrum etmeyin.

kaynak 

8 Aralık 2008 Pazartesi

Zengin Beyni, Fakir Beyni

İkisi birbirinden farklı

ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi'nin bilim adamları yaptıkları son araştırmayla dar gelirli ve zengin aile çocuklarının beyinleri arasındaki farkı ortaya koydu. Beyin ve zekayı belirleyen karmaşık mekanizmayı anlamaya çalışan bilim adamları, ilginç bir sonuç elde etti.

Kaliforniya Üniversitesi'nin bilim adamları tarafından gerçekleştirilen araştırmada bir grup dar gelirli çocukla, zengin ailelerin çocuklarının beyinleri incelenmeye alındı. Yarısı yoksul, yarısı varlıklı 9-10 yaşlarında 26 çocuğun katılımıyla yapılan araştırmaya göre iki grupta yer alan çocukların beyninin okuma ve düşünme ile elektriksel aktivitelerden sorumlu "prefrontal korteks"indeki işleyişte belirgin farklılıklar ortaya çıktı. İki grup arasında bilgiyi algılamada aile bütçelerinde olduğu gibi uçurum olduğu belirlendi.

Aslında çok da garip bir sonuç değil bence. Serbest piyasa düzeninin hüküm sürdüğü bir yerde zeki birisinin zengin olma ihtimali daha fazla. Yani aslında ailelerinin fakir olması göreceli olarak daha az zeki olmalarından da kaynaklanıyor olabilir. Muhtemelen Doğu Avrupa ve Çin gibi eski komünist ülkelerden gelen birinci nesil ailelerde zeka ve gelir arasında yukarıdaki araştırmada olduğu kadar bir açık ilişki yoktur. Ayrıca zeka için genetik ve çevresel koşulların etkili olduğunu da gözönünde tutarsak, zeki bireylerden oluşan bir ailenin çocuğu hem genetik yönden şanslı doğuyor hemde diğer çocuklara göre çevresinde daha fazla uyarıcıyla karşılaşmış oluyor. Bunların dışında zengin aile çocukları fakir aile çocuklarına göre daha iyi besleniyorlar, daha iyi bir eğitim alıyorlar.

Sonuş olarak zeka ve gelir birbirlerini doğrudan etkiliyor. Geliri yüksek ailelerin çocukları daha iyi çevresel koşullar yüzünden daha zeki oluyor, zeki olduklarından dolayı da daha çok para kazanıyorlar.

Dış bağlantılar:

ScienceDaily, UCBerkeleyNews

16 Ekim 2008 Perşembe

Yemekten Sonra Yapilmamasi Gereken 7 Olay

yemek

1. Sigara İçmek. Uzmanlara göre yemekten hemen sonra içilen sigara, diğer zamanlarda içilen sigaradan 10 kat daha zararlı.

2. Hemen meyve yemeyin. Yemekten hemen sonra yenilen meyve midenin havayla dolmasına sebep olur. Bu yüzden yemekten 1 saat önce ve yemekten 1-2 saat sonra meyve yenmeli.

3. Çay içmeyin. Çay yapraklarında yüksek miktarda asit bulunur. Bu asit yemeklerdeki proteinin sindirimini zorlaştırır.

4. Kemerinizi açmayın. Kemerlerin hemen açılması bağırsakların sıkışmasına ve bloke olmasına sebep olur.

5. Banyo yapmayın. Yemekten hemen sonra banyo yapmak kan dolaşımının ellere, bacaklara ve vücüdun diğer bölgelerine yayılmasına sebep olur ve böylece mideye giden kanın oranı azalır.

6. Yürüyüş yapmayın. Yemeklerden hemen sonra yapılan yürüyüş sindirim sisteminin gıdalardan yeterli besini almasına engel olur.

7. Hemen uyumayın. Doğru sindirimi engeller ve bağırsaklarda gastrik ve enfeksiyona sebep olur.