24 Eylül 2008 Çarşamba

Kanser Korkusu

Medyada hergün kanser haberleri yer alıyor ve bunların çoğunda da evimizde herkesin kullandığı cihazların ne kadar kanserojen (ölümcül) olduğu anlatılıyor. Bu haberlerde doğruluk payı yok mu? Elbette var ama sorun doğru veya yanlış olmalarında değil, sorun abartı anlatımda.

Avustralyalı kanser uzmanı Professor Brendan Stewart, Mutation Research Reviews dergisinde yayınlanan raporunda sigara, alkol ve uzun süreli güneş ışığına maruz kalmayı kanserin en önemli sebepleri olarak gösteriyor. Amacının medyanın sebep olduğu gereksiz korkuyu azaltıp dikkatleri kanserin gerçek sebeplerine çekmek olduğunu söyleyen Profesor Stewart en büyük kanserojen mitler olarak şunları sıralıyor:

  • Tamponlardaki asbest ve plastiklerdeki dioksin.
  • Kahve, suni şekerlendiriciler, deodorantlar, diş dolguları, meme implantları.

Bunlarda kanserojen etki olsa bile bunun dikkate alınmayı gerektirecek kadar öenmli olmadığını söylüyor.

Kanser sebeplerinin liste başında ise sigara içmek var ve onu da pasif içicilik takip ediyor. Üstelik bu kanıtlanmış bir sebep.

Diğer kanıtlanmış sebepler arasında alkol, uzun süre güneş ışığı altında kalmak, bazı kimyasallarla sürekli temas halinde bulunmak. Bunların yanında henüz kanıtlanmamış ama büyük ihtimalle kansere sebebiyet verebilecek olaylar var; hava kirliliği, solaryum, marijuana kullanımı, işlenmiş etlerde yer alan bazı kimyasallar.

Unutmayalım ki her yeni icatla birlikte medyada yeni bir hastalık korkusu haber yapılıyor, tv, radyo, cep telefonları vs, bunlardan yayılan elektromanyetik dalgaların kansere sebep olduğunu hala okuyoruz. Cep telefonlarıyla ilgili henüz yeterli araştırma olmasa da tv ve radyo neredeyse bir asırdır (en azından ABDde) hayatımızda. Mesela Amerikalıları ele alırsak en yeni icatların hepsini kullanıyorlar, hormonlu gıdalarla besleniyorlar, evleri nükleer santrallerin yanında vs buna rağmen ortalama ömürlerine baktığımızda bizden çok daha iyi bir durumdalar. Evet daha iyi bir sağlık sistemine sahip olabilirler. Ama zaten benim söylemek istediğim, ufak detaylara odaklanmak yerine sağlık için asıl önemli olan işleri yapmamız gerektiği.

22 Eylül 2008 Pazartesi

Unutkanlikla Savasmanin Yollari

  • Spor yapın. Sağlıklı bir vücutta kan dolaşımı düzenli olduğu için beynin oksijen alımı daha rahat olur.
  • Rahatlayın. Meditasyon yapın. Böylece zihninizi boşaltmış olursunuz.
  • Balık ve yumurta yiyin. İkisinde de beyin için gerekli maddelerden bol bol vardır.
  • Beslenmenize dikkat edin. Fosfor ve kalsiyum açısından zengin yiyeceklerle beslenin. Soya da hafızaya iyi geliyor.
  • Sakız çiğneyin. Sakız çiğnerken beynin hiğğocampus bölümü daha iyi çalışır.

Takviyeler:

Bitkisel takviyeler: B6, B12 vitaminler, Folik asit, Omega 3 yağ asitleri, E-C vitaminleri, Gingko Biloba, soya lesitin

Çaylar: Adaçayı, yeşilçay, kahve, meyve çayları

Baharatlar: Biberiye, zencefil

21 Eylül 2008 Pazar

Vejetaryenlik Beyne Zararli

Doksanlı yıllardan günümüze doğu dinlerine olan artan ilgiyle beraber vejetaryenlikde popülerlik kazandı. Eteyemezlik olarak da adlandırabileceğimiz vejetaryenlik et, balık hatta yumurta, süt ve süt ürünlerini yememe durumuna deniyor.

Bazı insanlar hayvanları yemek için beslemenin ve öldürmenin yanlış olduğunu düşünürler ve bundan dolayı et yemezler. Öte yandan, etsiz beslenmenin daha sağlıklı olduğu gerekçesiyle etyemez olanlar da vardır. Bunu diğerlerinin düşüncesine saygılı bir şekilde yapanlar olduğu gibi PETA grubu gibi olayı şiddete bile vardıran gruplar da var. Hayvanları öldürmenin yanlış olduğu düşüncesine karşı söylenecek çok bir şey yok, ama bu grupta yeralanların köpek dişimizin varlığının nedenlerini araştırmaları gerekebilir. İkinci argüman olan etsiz beslenmenin daha sağlıklı olduğu düşüncesi ise biraz daha tartışmaya açık bir önerme. Bu konudaki en büyük tartışma B12 vitamini üzerinden yapılıyor.

Siyanokobalamin, yaygın olarak B12 vitamini olarak bilinen vitamin. Özellikle hayvansal dokularda bulunur. Sebzelerde bulunmaz, bu yüzden vegan (tamamen bitkisel) beslenen kişilerde zaman zaman B12 vitamini içeren kompleks haplar kullanmaları gerekebilir.

B12 Vitamini anemi hastalığını önlemek için gereklidir, alyuvar üretiminde folik asitin düzenlenmesine yardım eder ve demir kullanımına yardımcı olur. Doğru sindirim, besinlerin alınması, protein sentezi, karbonhidrat ve yağ metabolizması için gereklidir.

İnsan bedeni 5 yıllık B12 vitamini depolayabilir. B12 Sinir tahribatını önler, doğurganlığı sağlar, hücre oluşumunu ve uzun yaşamasını sağlar, sinir uçlarının normal gelişimini kolaylaştırır, hafızanın güçlenmesine ve öğrenmeye yardım eder.

Bu vitaminin eksikliğinde yürüme bozukluğu, kronik yorgunluk, depresyon, sindirim bozuklukları, baş dönmesi, uyku hali, karaciğer büyümesi, göz bozuklukları, halüsinasyonlar, baş ağrıları, dil enfeksiyonu, huzursuzluk, zor nefes alma, hafıza kaybı, sinirsel bozulmalar, kalp çarpıntısı, kansızlık, kulaklarda çınlama, omurilik yıpranması gibi rahatsızlıklar görülebilir. Vitamin B12 eksikliği çoğu kez kalın sinir liflerinin miyelin kaybıdır. Bunun bir sonucu olarak birçok insanda dış duyu kaybı fazladır ve şiddetli vakalarda felç olması bile olasıdır.

B12 vitamini, bir hidrojen alıcısı olarak koenzim görevi yapar ve çeşitli metabolizma faaliyetleri yürütür. En önemli işlevi belki de gen kopyalanmasında koenzim olarak fonksiyon göstermesidir. Bu sayede B12 vitaminin iki önemli görevi olduğu söylenebilir: büyümeyi ve eritrositlerin oluşumunu hızlandırma.

Son zamanlarda yapılan bir araştırmada 61 ve 87 yaş aralığındaki 107 kişi üzerinde (hiçbirinde B12 eksikiliği yokken) yapılan bir incelemede B12 vitamini yüksek olan kişilerde daha düşük seviyedekilerine göre beyin küçülmesi 6 kat daha az görülmüş.

Zayiflama Gozlugu

 

Japonyada satılmaya başlanan gözlükler obeziteye çare olabilir. Karnınız tok olsa bile, gözleriniz lezzetli görünen bir yiyecek görünce dayanamıyorsanız yapmanız gereken görüşünüzü değiştirmek. Araştırmalara göre en az iştah açan renk maviymiş, bu yüzden zayıflama gözlükleri yiyecekleri mavi gösteriyor.

Sıradan mavi camlı gözlüklerin işe yaramaması için bir sebep göremiyorum. Bel bağlanacak bir araştırma olmasa da denemekte hiç bir sakınca yok, zaten birçok kişi zayıfalama hap kullanıyor, bu yöntemde ise tek yapmanız gereken evde gözlükle dolaşmak (en azından mutfağa girerken).

Egzersiz hafızayı güçlendiriyor

Son zamanlarda yapılan gereksiz araştırmalardan biri:

cnnturk / cnn

Egzersizin, orta derecede hafıza zayıflığı olan yetişkinlerde hafızayı güçlendirmede yardımcı olabildiği bildirildi.

Melbourne Üniversitesi'nden bir ekip, hafıza zayıflığı olan 50 yaş ve üzerindeki 138 kişi üzerinde, evde yapılan bedensel aktivitenin etkisini araştırdı.
Gönüllülerden bazılarından 24 hafta boyunca haftada 3 kez 50 dakika, yürümek gibi orta derecede fiziksel aktivitede bulunmaları istendi. Diğerlerinden ise egzersiz yapmaları talep edilmedi.
Araştırma sonucunda yapılan testlerde, egzersiz grubundakilerin hafıza testlerinde daha başarılı oldukları, bunama belirtileriyle ilgili testlerdeki
skorlarının ise düşük olduğu belirlendi.

Denekler daha sonra da takip edildi ve egzersiz programı bittikten sonra yararlarının 12 ay boyunca devam ettiği görüldü.

Can alıcı nokta:

Kalp-damar sistemine faydalı olduğu bilinen egzersizin beyne kan gitmesini sağladığı için hafızanın işleyişine de yardımcı olabildiği belirtiliyor.

Tüm araştırmayı bu paragrafta açıklamak yeter zaten.

 

16 Eylül 2008 Salı

Alkol ve Hafiza

içki

beyin, alzheimer The Gottingen University araştırmacılarının Alcohol and Alcoholics dergisinden yayınlanan araştırmasına göre alkoliklerin beyinlerindeki hippokampüs bölgesi normal “sağlıklı” insanlara göre %10 daha küçük.

Hafızayla bağlantılı olan hippokampüs bölgesi aynı zamanda Alzheimer hastalığından ilk etkilenen bölgelerden biri.

Sağlıklı – içki içmeyen insanlarda ortalama 3.85ml hacmindeki hippokampüs bölgesi şarap içenlerde sadece 2.8ml hacminde, bu oran bira içenlerde ise 3.4ml.

kaynak

15 Eylül 2008 Pazartesi

Hayvan ve Bitkilerin Anavatanlari

Orta Asya

Sebze: Havuç, kereviz, hıyar, patlıcan, marul, soğan, ıspanak, turp.
Meyve: Elma, armut, erik, ayva, üzüm, kavun.
Tahıl-baklagil: Arpa, buğday, bakla, mercimek, çavdar.

Akdeniz Çevresi

Sebze: Lahana, karnıbahar, maydanoz, kuşkonmaz.
Meyve: İncir.
Tahıl-baklagil: Bezelye, nohut, fasulye.
Hayvan: Koyun, sığır, keçi.

Güneydoğu Asya

Sebze: Şeker kamışı.
Meyve: Muz, portakal, şeftali.
Tahıl-baklagil: Pirinç, soya fasulyesi.
Hayvan: Domuz, tavuk.

Amerika

Sebze: Kabak, domates, patates.
Meyve: Ananas
Hayvan: Hindi

Afrika

Meyve: Karpuz

Milli yemeklerimizde kullandığımız içeriklerin çoğunun anavatanının Akdeniz olması oldukça ilginç.

Yiyeceklerin Sindirim Suresi

Süre Yiyecek/İçecek
1saat Su, çay, kahve, bira, kola, şeker, karbonhidrat solusyonları
2saat Süt, kakao, yoğurt, pirinç, kek, krema, ekmek, muz
3saat Bisküvi, tereyağlı ekmek, patates, elma, yumurta, sığır/koyun eti, tavuk, sebze
4saat Hindi, hamburger, fındık/fıstık
5saat Baklagiller, salata
6saat Ton balığı, mantar
7saat Sardalya, kaz

Ramazan bitmek üzere ama kalan sürede yukarıdaki tablodan yararlanabilirsiniz. Sahurda sindirimi uzun süren gıdalardan yiyerek tokluk sürenizi arttırabilirsiniz. Bu amaç için özellikle lifli besinlerden (sebze, meyve ve tahıllar) yararlanmakta yarar var. Lifli besinler midenizde suyla genişleyerek midede doluluk sağlar. Sahur için patates (kızartması haşlanmışı kadar tok tutmaz) yanında yumurta ardından da bir elma oruç tutmanıza oldukça yardımcı olacaktır.

13 Eylül 2008 Cumartesi

Sicakligi Azaltmak Bebeklerin Beynine Iyi Geliyor

cooling baby Doğum sırasında yeterli oksijeni alamayan bebeklerin bulunduğu ortamdaki sıcaklığı biraz düşürmek beyin gelişimlerine iyi geliyor.

Normalde 36 C sıcaklıkta tutulan bebekler 33 - 35 C sıcaklık altında tutulduğunda 6 – 18 ay sonra yapılan testlerde beyin gelişimlerinin 36 C sıcaklık altında tutulan bebeklere oranla daha iyi olduğu tespit edilmiş.

St. Louis Children’s Hospital da görevli Dr Sessions Cole yukarıda bahsedilen yöntemin işe yaradığını söylüyor.

Yöntemin neden işe yaradığı tam olarak anlaşılamadığı için şimdilik sadece bazı hastanelerde uygulanıyor.

kaynak

Sinek Tuzagi

7_8_2008-fruitfly2 www.re-nest.com sitesinde meyve sineklerinden kurtulmak için çok yaratıcı bir fikir buldum.

Bir bardağın içine çok az elma sirkesi koyuyoruz (bir parça muz veya beyaz şarap da olabilir). Sonra bardağın üzerine kağıttan yapılmış ve ucu açık bir huni koyuyoruz. Bundan sonra tek yapmamız gereken meyve sineklerinin bu tuzağa düşmelerini beklemek.

10 Eylül 2008 Çarşamba

Utangacligi Yok Eden Hap

telegraph


ABD'de bilimadamları doğumlarda anneden salgılanan ve anne ile çocuk arasında duygusal bağ oluşmasını sağlayan oxytocin adlı hormonun gerginliği giderdiği ve korkuya karşı rahatlatıcı bir etkisinin olduğunu buldu.


California Claremont Graduate Üniversitesi'nde hormonu yüzlerce hasta üzerinde test eden nörobilim profesörü olan Paul Zak, testlerde hormonun kullanıcıların anksiyete seviyelerini indirdiğini gösterdiğini söylüyor. "İnsanlar arasında sosyal ilişki kurulmasını sağlayan bir hormon. Dahası hiçbir yan etkisi yok ve son derece güvenli."


Araştırma diğer ülkelerdeki sonuçlarla da destekleniyor.

Britanya'da milyonlarca kişi utangaçlıktan muzdarip. Her 10 kişiden biri bu durumun hayatlarını cidii şekilde etkilediğini söylüyor. Bazıları çözüm olarak içkiye sarılırken bazıları da yasadışı uyuşturuculara başvuruyor.